Yönetim kurulu başkanımız İsmail Kemaloğlu, İstanbul Ticaret Borsası’nın İSTİB Haber gazetesinin Temmuz sayısında bitkisel üretimi değerlendirdi.
TÜİK istatistiklerini ve ilk tahminleri sıralamadan önce birkaç hususu hatırlatmakta fayda var. Ülkemizde stratejik ürünler olan tahıl, yağlı tohumlar, şeker, bakliyat gibi ürünlerin ekim alanlarının her geçen yıl daraldığını görmekteyiz. Verimli ovalarımız başta olmak üzere tarım arazilerimiz ekilen ürünlerden ziyade dikilen ürünlere, meyvelere kaymaktadır.
Bu değişen dinamiğin, karlılık beklentisi yanında tarımsal işgücü, tarımsal yatırımcı niteliğindeki değişim gibi çok yönlü analizi gerekmektedir.
Diğer yandan özellikle tahıl ürünleri verim ve rekolte açısından yıllık yağışlara bağlıdır. Zira buğday, arap gibi ürünlerin ekim alanlarının %80’e yakını kuru tarım alanı dediğimiz, tamamen sulama imkanı bulunmayan alanlarda gerçekleşmektedir.
Bu açıdan yağışların yıllık dağılımı verim ve rekoltede belirleyicidir. Ekim alanlarının korunması ise stratejik ürünlerdeki arz ve talep dengesi ile fiyat istikrarı için hayati önemdedir.
Bitkisel üretimde artış öngörüsü
Ülkemizin tarım ürünleri genelinde ve tahıl ürünleri, sebzeler, meyveler, bakliyat ürünleri dahil üretim rekoltelerinin 2023 yılına ilişkin öngörülerini içeren ilk TÜİK tahminleri yayınlandı.
2023 yılının ilk tahmininde üretim miktarlarının, bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde (yem bitkileri hariç) %4,8, sebzelerde %1,9, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde %0,3 oranında artacağı tahmin edildi.
Buna göre 2023 yılı üretim miktarlarının yaklaşık olarak tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 73,6 milyon ton, sebzelerde 32,2 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde 26,9 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edildi.
Bilindiği üzere kışlık ekilişlerden olan buğday ve arpa gibi ürünlerin ekim döneminden bahar dönemine kadar geçen aylarda ülkemiz uzun yılların en kurak dönemini yaşamıştı. Mart ayına kadar geçen dönemde çok ciddi bir kuraklık endişesi ve rekolte kaybı öngörüsü mevcuttu. Ancak Mart-Nisan ve Mayıs ayları kurak geçen ayların aksine uzun dönemlerin en yağışlı periyoduna şahit oldu. Hatta o kadar yağışlı bir dönem geçirmekteyiz ki içinde bulunduğumuz Haziran ayının ilk haftalarında farklı bölgelerimizde seller, dolu, fırtına, barajların doluluk dolayısı ile kapaklarının açılması gibi olaylar görülmektedir.
Bahar aylarında artan yağışlar özellikle kışlık ekilişler için can simidi oldu. Kuraklık endişeleri kayboldu. Rekolteler çok olumlu etkilendi. Bahar ayları ile birlikte normalin ve geçen yılın çok üzerinde yağan yağışlar tahıl üretim rekoltesinde geçen yılın üzerinde bir üretim beklentisinin gerçekleşmesine yol açtı.
Tahıl ürünleri üretim miktarlarının 2023 yılında bir önceki yıla göre %2,1 oranında artarak yaklaşık 39,5 milyon ton olacağı tahmin edildi.
Bir önceki yıla göre, buğday üretiminin %3,8 oranında artarak 20,5 milyon ton, arpa üretiminin %1,2 oranında artarak 8,6 milyon ton, çavdar üretiminin %4,4 oranında artarak 285 bin ton, yulaf üretiminin %2,7 oranında artarak 375 bin ton olacağı öngörüldü.
Bakliyat tarafta üretimlerde önemli değişikliklerin olmadığı görülmektedir.
Kuru baklagiller grubunda nohut, kuru fasulye ve kırmızı mercimek üretiminin sırasıyla 580 bin ton, 270 bin ton ve 400 bin ton olacağı tahmin edildi. Yumru bitkilerden patatesin ise bir önceki yıla göre %5,8 oranında artarak 5,5 milyon ton üretileceği tahmin edildi.
Yağlı tohumlarda durum
Yine bilindiği gibi ülkemiz özellikle yağlı tohumlarda net ithalatçı olup soya fasulyesinde %95, ayçiçek tohumunda %40 oranında dışa bağımlılık sözkonusudur.bu açıdan yağlı tohumların üretimlerindeki artış dış ticaret dengeleri açısından da kıymetlidir.
Yağlı tohumlardan soya üretiminin %3,2 oranında azalarak 150 bin ton, ayçiçeği üretiminin ise yaklaşık 2,6 milyon ton olacağı öngörüldü.
Şeker pancarı üretiminin %13,2 oranında artarak 21,5 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edildi.
Sebze üretimi artıyor
Gıda enflasyonu ile mücadelede diğer bir taarım ürünü grubu sebzelerdir. TÜİK istatistiklerine göre ülkemizde sebze ekili alanlarda bir azalma yaşanmaktadır. Aynı zamanda sebzeler önemlibir ihraç kalemimizdir. Bu çerçevede yurtiçi üretimle tüketim ve ihracat dengesi fiyat istikrarı kapsamında dönemsel etkiler yapmaktadır.
Sebze ürünleri üretim miktarının 2023 yılında bir önceki yıla göre %1,9 artarak yaklaşık 32,2 milyon ton olacağı tahmin edildi.
Sebzeler grubu ürünlerinden hıyarda %13,8, domateste %3,8, kuru soğanda %1,1 oranında üretim artışı olurken, karpuzda %7,3, kavunda %9,3, sakız kabakta %2,6 oranında üretim azalışı olacağı tahmin edildi.
Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim miktarının 2023 yılında bir önceki yıla göre %0,3 oranında artarak yaklaşık 26,9 milyon ton olacağı tahmin edildi.
Zeytinde üretim azalışı
Meyveler grubunda, bir önceki yıla göre elmada %1,3, zeytinde %25 üretim azalışı beklenirken, şeftali ve nektarin toplamında %7,8, kirazda %18,6, çilekte %1,6 oranında üretim artışı olacağı öngörüldü.
Turunçgil meyvelerinden mandalinada %12,6, portakalda %17,2, limonda %13,4 oranında üretim artışı öngörüldü. Sert kabuklu meyvelerden fındıkta %4,6 oranında üretim azalışı, Antep fıstığında %0,3 oranında üretim artışı olacağı tahmin edildi.
Muz üretiminde %7,2 oranında azalış olacağı öngörüldü.
YURTDIŞI VE YURTİÇİ PİYASA GELİŞMELERİ
Tahıl koridoru anlaşmasının uzatılması ve bunun uluslararası piyasalara etkisi gündem olmaya devam ediyor. Süre uzatımı biraz daha rahatlama sağladı. Fiyatlardaki düşüş eğilimi de sürüyor. Uluslararası tarım ürünleri ticaretinde çok önemli yeri olan iki ülke, Rusya ve Ukrayna’daki gelişmeler yakın takip ediliyor.
Ukrayna’nın tarımsal dış ticareti, Rusya ile çatışmanın başlamasının ardından karayolu ve Tuna Nehri güzergahına sıkışsa da şu anda büyük oranda Tahıl Koridoru anlaşmasının geleceğine bağlıdır. Ukrayna’nın bu bağımlılığı aşmak için Tuna Nehri üzerinden gerçekleştirdiği ihracatı artırmak amacıyla daha önceden 3,9 metreden 6,5 metreye kadar derinleştirilen rotanın bir miktar daha derinleştirileceği açıklanmıştır.
AB’nin Ukrayna menşeli ürünlere uyguladığı kota ve gümrük vergisi muafiyetine dair uygulama 2024 yılı Haziran ayına kadar uzatılmıştır. Yürürlüğe giriş tarihi 6 Haziran olarak belirlenmiştir.
Rusya’nın mevcut vergi düzenlemesini son kez uygulayacağı 31 Mayıs – 6 Haziran döneminde buğdayda ihracat vergisi 57$/ton (önceki 58$/ton), arpada 15$/ton (önceki 20$/ton) ve mısırda 34$/ton (önceki 32$/ton) olarak belirlenmiştir.
Rusya’nın 1 Haziran’dan itibaren buğdayda uyguladığı ihracat vergisinin 25 $/tona kadar düşmesi beklenmektedir.
Rusya’da buğday fiyatları düşmektedir. Fiyatların; yurtdışı talepteki gerileme, Kuzey Yarımküre’de yeni sezon hasadının başlaması ve ihracat vergisinin hesaplamasındaki değişiklik sebebiyle olduğu değerlendirilmektedir.
Rusya hükümeti piyasadan yaklaşık 3 milyon ton buğday satın almıştır. Alımın 3 aylık un tüketimini karşılamaya yeterli miktar olduğu açıklanmıştır.
Şikago vadeli buğday fiyatlarında Rusya’nın yüksek rekolte beklentisi ve hasadın yer yer başlaması sebebiyle gerileme gözlemlenmektedir. Vadeli mısır fiyatlarında da düşük talep kaynaklı gerilemeler gözlemlenmektedir. Brezilya’nın mısır üretimi beklentisi de yükseltilmiştir.
Avrupa Euronext vadeli buğday fiyatları da gerilemiştir.
Son haftalarda uluslararası piyasalarda ayçiçeği yağı ve tohumu fiyatları gerilemiş ve CIF Türkiye teslim ayçiçeği yağı fiyatı 800-830$/ton seviyesine düşmüştür. Palm ve soya yağlarında da %5 civarı gerilemeler gözlemlenmektedir.
Yurtiçi Piyasalar
Hububat hasat sezonu başladı. Akdeniz, G. Doğu anadolu hattında buğday, arpa hasadı yerel düzeyde devam ediyor. Son günlerde artan şiddetli yağışlar, sel, dolu, fırtına gibi iklim olayları hasadı geciktirdiği gibi bölgesel olarak ürünlere zarar vermeye başladı. Buğday için pas hastalığı ve ürünün yatması, tarım arazilerinin sular altında kalması yerel düzeyde yaşanan sıkıntılar.
Hububat için henüz müdahale fiyatı açıklanmadı.
Yılın ilk 4 ayında;
*4,5 milyon ton ekmeklik buğday, (sadece Nisan ayı ithalatı 1.5 milyon ton),
*100 bin ton makarnalık buğday,
*1 milyon 78 bin ton mısır,
*909 bin ton arpa,
*1 milyon 144 bin ton soya fasulyesi ve 395 bin ton ayçiçek tohumu,
İthalatı gerçekleşmiştir.
Dolayısı ile sıfır gümrük vergisi uygulamalarının etkisi ile yoğun ithalat yapılmış, Ağustos-eylül ayına kadar stoklar takviye edilmiş, ayrıca kamunun ucuz buğday tahsisleri mayıs ayı dahil devam etmiştir.
Gelinen noktada; sanayicilerin bir kaç aylık stoğu vardır, devlet stokludur, lisanslı depolar büyük oranda doludur, tüccarın gerek finansa erişim ve gerekse geçtiğimiz yıl ürün stoklayan herkesin zarar etmesi sebebi ile ürün satınalmak yönünde iştahı yoktur, ürününü bekletenin zarar ettiği bir piyasada çiftçilerin de bekletmek gibi bir düşüncesi bulunmamaktadır, yurtdışı fiyatlar düşüş eğiliminde devam etmektedir, içeride durgunluk hakimdir, sektörün finansa erişim ve finans maliyetleri sorunu vardır, yeni sezon rekoltesi de geçen yılın üzerinde beklenmektedir.
Böyle bir piyasanın maalesef en büyük alıcısı devlet olacaktır. Bu açıdan devletin müdahalesi ve biran önce piyasaya uygulanacak politikaların mesajlarını vermesi önemlidir. Aksi takdirde fiyat istikrarı zordur.
Bekleyelim görelim.