Yönetim kurulu başkanımız İsmail Kemaloğlu, İstanbul Ticaret Borsası’nın Borsa Aktüel dergisinin Mayıs-Haziran sayısında “TÜİK Bitkisel Üretim Denge Raporunu Yayınladı” konulu yazı kaleme alarak bitkisel üretim üzerine değerlendirmelerde bulundu.
TÜİK 2022 YILI BİTKİSEL ÜRETİM DENGE TABLOSUNU YAYINLADI
Türkiye bir tarım ülkesidir. Tarım ve gıda ürünleri dış ticaretinde net ihracatçıdır. Belirli başlı ürünlerde dünyada söz sahibidir. Fındık, incir, üzüm, kiraz, kayısı, narenciye gibi.
Farklı iklim ve coğrafi yapımız, iklim özellikleri bu ülkeye çok farklı bitkisel ürün çeşitliliği vermiştir. Endemik bitki türleri sayısı bakımından da çok önemli bir yerdeyiz.
Ancak, özellikle stratejik ürünler kısmında dış ticaret dengemizde açık olduğu görülmektedir. Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar grubunda ithalat artmaktadır.
Zira topraklarımız sınırlıdır. Her geçen yıl tarım topraklarımızın azaldığına, kentleşme, erozyon, kırsalın terkedilmesi, sanayileşme, iklim değişimi gibi çok sayıda faktörün etkisi ile tarım topraklarımızın daha az kısmının değerlendirebildiğine şahit oluyoruz.
Tabii kırsaldan göçün farklı yansımaları da vardır. Artan nüfus, göç dalgası ve turist sayısındaki yükselişe bağlı olarak daha az üreticimiz daha çok nüfusu beslemek veya daha çok tüketici için üretmek zorunda kalıyor demektir. Kırsaldan göç ile birlikte özellikle hayvancılık şekil değiştirerek kırsal odaklı, kaba yem ağırlıklı bir üretim modelinden ziyade şehirlerin etrafında yoğun kümelenme ile şekillenen ve karma yem ağırlıklı faaliyete dönüşmektedir. Bu durum da yem hammaddeleri ithalatını artırmakta, hububat arz ve talep dengesini olumsuz etkilemektedir.
85 milyon nüfus yanında 3,5-4 milyon göçmen ve 50 milyonu aşan turist sayısı ile ülkemiz büyük bir nüfusu beslemektedir. Hammadde ihtiyacının artışına karşılık ekilebilen alanların azalışı beraberinde ithalatı gündeme getirmektedir.
TÜİK tarafından yayınlanan 2022 yılı bitkisel üretim yeterlilik tablosu da bize stratejik ürünlerdeki denge durumumuzum net olarak göstermektedir. Buğday, arpa, mısır, pirinç gibi hububat ürünlerinde, Ayçiçek tohumu, soya, pamuk gibi yağlı tohumlarda arz ve talep dengesinde açık söz konusudur. Özellikle soya fasulyesindeki yeterliliğimiz sadece %6 gibi bir oranla çok ciddi ithal bağımlı seyir göstermektedir.
Bitkisel ürünlerde en yüksek yeterlilik derecesi %560,9 ile fındıkta gerçekleşti.
Türkiye, fındık üretiminde dünyada birinci sırada olup yıllara göre değişmekle birlikte dünya fındık üretiminin %65-70’lik kısmını gerçekleştirmektedir. Aynı zamanda en büyük ihracatçıdır.
Sert kabuklu meyveler yanında incir, kayısı gibi ürünler de dünya üretiminde ilk sıraları paylaştığımız ürün gruplarıdır.
Tahıl ürünleri toplamı için 2021-2022 piyasa döneminde yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi (yeterlilik derecesi) %80,3 olarak gerçekleşti.
Toplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik derecesi %87,3 (durum buğdayında %151,8, diğer buğdayda %79,9), yem sanayinin en önemli girdilerini oluşturan arpanın yeterlilik derecesi %66,8, mısırın yeterlilik derecesi %76,6, soyanın yeterlilik derecesi ise %6 olarak gerçekleşti.
Seçilmiş tarla ürünlerinde yeterlilik dereceleri, 2021-2022
Meyveler ve içecek bitkilerinde 2021-2022 piyasa döneminde en yüksek yeterlilik derecesi %560,9 ile fındıkta gerçekleşti. Turunçgiller grubunda yer alan meyvelerin tamamının kendine yeterli olduğu görüldü. Toplam çay arzının büyük bir kısmı kendi üretimimizden karşılanmakta olup, çayın yeterlilik derecesi %97,9 oldu.
Seçilmiş meyve ürünlerinde yeterlilik dereceleri, 2021-2022
Sebze ürünleri toplamı için 2021-2022 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama derecesi %113,5 oldu. Sebzelerde en yüksek yeterlilik derecesi havuçta %124,2 olurken, domateste %123,7, taze bezelyede ise %121,5 olarak gerçekleşti.
Seçilmiş sebze ürünlerinde yeterlilik dereceleri, 2021-2022
Sebzeler grubunda ülke olarak avantajlıyız. Çoğu üründe üretim fazlalığından ve ihracattan söz edebiliriz. Özellikle domates en yoğun ihracat yaptığımız sebze grubu içindedir. Ayrıca havuç, soğan dönemsel ihracatları öne çıkan sebze ürünleridir.
Son yıllarda sebzelerin kurutularak ihraç edilmesi önemli bir pazar haline gelmiştir. Her farklı bölgenin kendine has bitki çeşitliliği ile sebzelerdeki üretim ve ihracat üstünlüğü devam etmektedir.
Bazı yıllarda iklim değişimi veya çiftçinin karlılık beklentisine dayalı ekim artışı veya azalışı üretimi etkileyebilmektedir. Bugünlerde soğan fiyatları gündemde olduğu gibi. Üretici bir önceki yıl yaşanan bolluğa bağlı fiyat düşüşleri karşısında bir sonraki ekim sezonunda o üründen uzak durabilmekte, bu da arz ve talep dengesizliğine dayalı fiyat artışlarına sebep olabilmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi her bölgenin farklı iklim yapısı farklı dönemlerde de üretim ve hasat imkanı vermektedir. Özellikle yakın zamanda Akdeniz havzasında hasadı başlayan soğanlar ile fiyat dengesi sağlanmış olacaktır.