Yönetim Kurulu Başkanımız İsmail Kemaloğlu, İstanbul Ticaret Borsası’nın Borsa Aktüel dergisinin Mart-Nisan sayısında “Hububat Mamulleri Dış Ticareti” konulu yazı kaleme aldı.
Hububat Mamulleri Dış Ticareti
Ülkemiz için buğday ithalatı uzun yılların tartışma konusudur. Buğday üretimimiz tüketimimizi karşılamadığı için mi ithalat yaparız yoksa Dahilde İşleme Rejimi kapsamında uluslararası piyasa fiyatları ile hammadde ithalatı yaparak un, makarna, bisküvi, bulgur, irmik gibi mamul ürünlerin ihracatı için mi?
Esasında yıllar bazında baktığımızda buğday ithalatının en büyük kısmını mamul ihracatı için yaptığımız ithalatlar oluşturur. Ancak bazı yıllarda kuraklık risklerine bağlı üretim azalması sebebi ile yurtiçi piyasa ihtiyacı için de ithalat yaparız. Son birkaç yılda iç piyasa için buğday ithalatında artış olduğunu da söyleyebiliriz.
Dünya un ihracatında son 15 yıldan fazla süredir liderliği bulunan ülkemiz aynı zamanda makarna, irmik, bisküvi, bulgur gibi hububata dayalı mamul ürünleri ihracatında da ilk sıralarda yer almaktadır.
Bulunduğu stratejik konum, lojistik avantajlar, sektörün işleme kapasitesi ve modern tesis altyapısı, uluslararası hammaddeye yakınlık, Anadolu topraklarının buğdayın anavatanı olması dolayısı ile uzun yıllara dayalı dış ticaret kabiliyetleri gibi çok sayıda faktörün etkisi ülkemizin bu konudaki başarısını devam ettirmektedir.
Halen buğday için en büyük ithalat kaynağımız olan Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde başta un olmak üzere mamul ihracatı için yoğun gayretler görülmekte ancak yıllar itibarı ile arzu edilen yerlere gelinememektedir. Bunu etkileyen başlıca faktörler lojistik ve sektörel dinamiklerdir.
Geçtiğimiz yıllarda yaşanan covid salgını dahil savaşlar, gıda tedarik zincirindeki bozulmalar gibi uluslararası dış ticareti sekteye uğratan gelişmeler hububata dayalı mamul ihracatımızı azaltmamış aksine bazen yeni fırsatlar ortaya çıkmıştır.
Hindistan ülkesinde yaşanan dış ticaret kısıtlamalarının ülkemiz un sanayine Afrika pazarında alternatif olarak bazı ülkelere düşük kalite un ihracat fırsatları yaratması gibi, Birleşmiş Milletler ihalelerinden ülkemiz un sanayinin daha fazla pay alması gibi.
Arzu edilen Anadolu topraklarında üretilen buğday ile dış ticaret yapabilmektir. Tabii bu da ekim alanları ile birlikte verimlilik artışı sayesinde olabilecektir. Makarnalık buğday açısından büyük oranda yerli ürün ile makarna ihracatı yaptığımızı söyleyebiliriz.
Makarnalık buğday olarak hem üretimimiz tüketimimizin üzerinde hem de kalitemiz dünyanın en kaliteli buğdayı grubundadır.
Dış ticaret rakamlarına baktığımızda 2022 yılı sonu itibarıyla hububata dayalı mamul ürünlerin ihracatında bir önceki yılın seviyeleri koruduğumuz anlaşılmaktadır.
2022 yılının tamamında ülkemiz;
*3 milyon 42 bin ton un (önceki yıl 3 milyon 3 bin ton) +
* 1 milyon 337 bin ton makarna (önceki yıl 1 milyon 365 bin ton) –
*253 bin ton bulgur (önceki yıl 238 bin ton) +
*122 bin ton irmik (önceki yıl 102 bin ton) +
*555 bin ton bisküvi (önceki yıl 566 bin ton) –
İhraç etmiştir.
Yıllık hammadde ithalatlarına baktığımızda ise 2022 yılı boyunca;
- 8 milyon 630 bin ton ekmeklik buğday (2021 yılı 7 milyon 820 bin ton),
- 192 bin ton makarnalık buğday (2021 yılı 319 bin ton),
- 2 milyon 984 bin ton mısır (2021 yılı 2 milyon 107 bin, 2020 yılı 2 milyon 73 bin ton)
- 1 milyon 446 bin ton arpa (2021 yılı 2 milyon 174 bin ton)
- 2 milyon 981 bin ton soya fasulyesi (2021 yılı 2 milyon 631 bin ton)
- 831 bin ton Ayçiçek tohumu (2021 yılı 739 bin ton)
İthalatı gerçekleşmiştir.