Yönetim Kurulu Başkanımız İsmail Kemaloğlu, İstanbul Ticaret Borsasının İSTİB Haber gazetesinin Eylül ayı sayısında “Tarım Ürünleri İhracatımız Artıyor” başlıklı yazısında tarım ürünleri piyasalarını analiz ederek önemli değerlendirmelerde bulundu.
TARIM ÜRÜNLERİ İHRACATIMIZ ARTIYOR
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından periyodik olarak açıklanan dış ticaret verilerine baktığımızda; 2022 yılı ilk 6 aylık dönemde tarım, gıda ve içecek sektörü 12,2 milyar dolar ihracata karşılık, 10,4 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi.
Ülkemizin en önemli tarım, gıda ve içecek sektörü ihraç kalemleri ile ithal kalemlerinin aynı ürün gruplarında olması dış ticaret stratejisi açısından analiz gerektirir.
Zira 2022 yılı ilk 6 aylık dönemde ihracatta öne çıkan ana ürünler; Un, Rafine Ayçiçek Yağı ve Makarna olurken ithalatta öne çıkan ürünler ise Buğday, Ham Ayçiçek Yağı ve Soya Fasulyesi olmuştur.
Ülkemiz, hammadde ithal ederek işleyip ihraç edebilen bir konumdadır. Dahilde İşleme Rejimi kapsamında hububat, bakliyat ve yağlı tohum ithalatı yapılarak mamul işleyip mamul olarak ihracatını gerçekleştiriyoruz. Bu açıdan Karadeniz ülkeleri bizim için lojistik ve fiyat olarak önemli avantaj oluşturmaktadır.
Ancak uzun dönem analizinde tarım ve gıda ürünleri ihracatımızın önemli kısmının ithal hammaddeye dayalı olması kritiktir. Zira ithalat yaptığımız ülkeler de hammadde yerine mamul ihraç edebilmek için arayıştadırlar. Rusya ve Ukrayna dahil ülkelerin un, yağ ithalat çabaları devam etmektedir.
İhracattaki ana ürünler olan un, yağ ve makarna toplam ihracatın %13’ünü oluştururken ithalat yaptığımız en önemli ürünler olan buğday, soya fasulyesi ve ham Ayçiçek yağı ise toplam ithalatın %35,5’ini oluşturmaktadır.
İthalat ve ihracat yaptığımız ülkelere baktığımızda ise; en büyük ithal kalemimiz olan buğdayı ithal ettiğimiz ülkeler Rusya ve Ukrayna’dır. Buğday ithalatının %90’lık kısmı bu iki ülkeden yapılmıştır. Ayçiçek yağında ise yine ilk iki ülke olarak Rusya ve Ukrayna öne çıkmaktadır. Ayçiçek yağı ithalatının %97,4’ü bu iki ülkeden gerçekleştirilmiştir.
Sektörel bazda baktığımızda şeker ve şekerli mamuller, bitkisel yağlar, yaş meyve, set kabuklu meyveler, balıkçılık ve su ürünleri en fazla ihracat yapan sektörler olarak öne çıkmaktadır. Toplam ihracatın %40,3’ü bu 5 sektör tarafından yapılmıştır.
İthalatta ise hayvan yemi, bitkisel yağlar, kakao-çikolata, şeker ve şekerli mamuller sektörü en çok ithalat yapan sektörler olarak görülmektedir. Toplam ithalatın %72,7’si bu 5 sektör tarafından yapılmıştır.
Tek başına Hayvan Yemi Sektörü, 2022 yılının ilk 6 ayında 3.191 milyon dolar hacim ile toplam ithalatın %30,7’sini, yani neredeyse 3’te 1’ini, Bitkisel Yağ Sektörü 3 milyar doları aşan ithalat ile toplam ithalatın %17,9’unu oluşturmuştu. 2022 yılının ilk yarısında da 1.984 milyon dolar ile toplam ithalatın yine %19,1’ini oluşturdu. 2022 yılının ilk 6 ayında, önceki yılın aynı ayına göre ihracatını değer olarak en fazla arttıran sektörler Bitkisel Yağ Sektörü (311 milyon dolar artış), Hayvan Yemi Sektörü (218 milyon dolar artış), Beyaz Et Sektörü (187 milyon dolar artış), Un Sektörü (180 milyon dolar artış) ve Süt-Süt Ürünleri Sektörü (136 milyon dolar artış) oldu.
Aynı dönemde ihracatın gerilediği sektörler Sert Kabuklu Meyveler Sektörü (174 milyon dolar düşüş), Yaş Meyve Sektörü (25 milyon dolar düşüş), Kahve, Çay ve Baharat Sektörü (2 milyon dolar düşüş) ve Yumurtacılık Sektörü (1 milyon dolar düşüş) oldu.
En çok ihracat yaptığımız ülkelere baktığımızda ise; Irak (1.723 milyon dolar), Almanya (817 milyon dolar), ABD (725 milyon dolar), Rusya (692 milyon dolar) ve İtalya (381 milyon dolar) öne çıkmaktadır. Bu 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatımızın %35,7’sini oluşturdu.
Ülkelere göre en çok ihraç ettiğimiz ürünler Irak için dondurulmuş tavuk eti, un, domates salçası; Almanya için fındık içi, ambalajlı fındık, kiraz; ABD için sakızlı jöleli şekerler, elma suyu ve soya fasulyesi oldu.
En fazla ithalat yaptığımız ülkeler; Rusya (2.861 milyon dolar), Brezilya (1.098 milyon dolar), Ukrayna (1.070 milyon dolar), Malezya (563 milyon dolar) ve ABD (537 milyon dolar) oldu. Bu 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %58,9’unu oluşturdu. İthalatta öne çıkan ürünler Rusya için buğday, ham ayçiçeği yağı ve dane mısır; Brezilya için soya fasulyesi, kahve ve buğday; Ukrayna için buğday, dane mısır ve ayçiçeği ve oldu.
TARIM PİYASALARINDA YAŞANAN GELİŞMELER
Yurtdışı Gelişmeler
Uluslararası piyasalarda tahıl koridorunun açılması yönündeki beklenti ana gündem olarak yerini almıştır ve fiyatların düşüşüne önemli katkı vermiştir. Bugünlerde Ukrayna üzerinden tahıl yüklü gemilerin boğazları geçmesi beklenmektedir. Her saat televizyonlarda ‘gemi göründü’ haberlerini izlemekteyiz.
Bu çerçevede Ukrayna tarım piyasasına baktığımızda;
*Mısır ekilişlerinin %35 civarında düştüğünü,
*Limanlarda ve iç depolarda 18 milyon ton civarında buğday, arpa, mısır stoğunun bulunduğunu,
*Bu yıl 60 milyon ton tahıl üretiminin beklendiğini ve 40 milyon ton ihracat yapılabileceğini, bu üretimin 18-19 milyon tonunun buğday olduğunu,
*Tahıl koridorunun aktif işlemesi halinde ayda 3-3,5 milyon ton tahıl ihraç edilebileceğini,
*Halen nakliyelerde gemiler için sigorta sorununun devam ettiğini,
*Mısır stoklarının daha hassas olması sebebiyle mısır ihracatına öncelik verilebileceği,
*Tarım arazilerinin %25’inin savaş sebebiyle Rusya’nın kontrolünde olduğunu, bu çerçevede gübre dahil üretim maliyetlerindeki artış, çiftçinin ürününü satamama endişesi, genç iş gücünün göç veya askere alınması sebebiyle iş gücü sorunu, ekilişlerde savaş engeli gibi sebeplerle 2022 yılı kışlık ekilişlerinin daha riskli olabileceği ve çiftçilerin 2023 yılı baharlık ekilişleri bekleyeceği öngörülmektedir.
Rusya tarafta ise 90 milyon tonlara varan buğday üretimi ve 40 milyon tona ulaşacak ihracat beklentisi hakimdir.
Uluslararası hububat ve yağlı tohum piyasasında fiyatlar savaş öncesi duruma gelmekle birlikte Ukrayna’nın Odessa limanının bombalanması veya tahıl koridoru işleyişinin aksama ihtimallerine karşılık zaman zaman iniş çıkışlı hareketler görmekteyiz. Son birkaç gündür buğday, arpa, mısır, soya fasulyesi dahil fiyatlarda düşüş görülmüştür.
Özellikle mısır ve ayçiçeği tohumunda Ukrayna’nın uluslararası piyasalara ürün arzı fiyatların seyri için çok önemlidir. Zira Türkiye gibi GDO riski taşıyan ülkeler Karadeniz hattından mısır satın almak istemektedir. Ukrayna’nın ihracat sorunları sebebiyle bazı ülkeler mısırda GDO şartlarını hafifletmeye çalışmaktadır.
Dünya’da petrol fiyatlarının etkisine bağlı olarak etanol talebi de artmaktadır. Öte yandan Ukrayna’nın mısır üretiminde yaşadığı %35 civarındaki daralmayı dünya mısır arzında Brezilya üretiminin telafi etmesi beklenmektedir. Zira Brezilya’da rekor mısır üretimi söz konusu olup, 115 milyon ton üretim konuşulmaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerindeki aşırı sıcaklardan Romanya, Bulgaristan gibi ülkeler de etkilenmekte, bu ülkelerin mısır üretiminde düşüş beklenmektedir.
Ağustos ayının hububat ve yağlı tohum fiyatları için sakin seyretmesini bekliyoruz. Bu arada Rusya’nın buğday üretiminde kalite sorunu gündeme gelmektedir. Çiftçiler öncelikle düşük kaliteli buğdaylarını ihraç etmek istemektedir. Bu durum muhtemelen üst grup buğday fiyatlarının daha yüksek seyretmesine sebep olacaktır. Önümüzdeki aylarda mısır fiyatlarının seyri de önemlidir. Arz ve talep dengesine bağlı olarak uluslararası mısır fiyatlarında yukarı yönlü hareket görülebilir.
Her ne kadar tahıl koridoru açılması, rekolte beklentileri gibi sebeplerle uluslararası tarım ürünleri fiyatları düşüş eğiliminde seyrediyor olsa da Eylül ayı sonrası için tablonun değişebileceğini gözardı etmemek gerekir. Bizim analizimize göre piyasalar çok kırılgan bir yapıda. Hep vurguladığımız gibi ana üretici ve ihracatçı ülke sayısı sınırlı, buna karşılık alıcı ülke sayısı çok sayıda. Ülkeler de geçtiğimiz yıllarda yaşanan gıda güvenliği meselesinden ders çıkaracaktır. Stoklarını takviye edecek ve her ülke daha temkinli stokla hasat sonrasını geçirmek isteyecektir. Karadeniz hattı ve Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın seyrini de kestirmek zordur.
Maalesef çabalara rağmen savaş devam etmektedir. Dünya tarımsal ürün üretim ve ihracatında önemli yeri olan bu iki ülke arasındaki savaşın sürmesi dengeleri değiştirebilir.
Bir süredir ithal fiyatlar düşüyor derken kurdaki artışlar bu düşüşün etkisini ülkemiz için zayıflatıyor.
Yurtdışı gelişmeleri yakinen takip etmek gerekir. Önümüzdeki aylarda açıklanacak üretim ve stok öngörü raporlarına dikkat edelim. Kişisel kanaatim Eylül ayı sonrası piyasalardaki olumlu seyrin yerini biraz yükselişe bırakabileceğidir.
Yurt içi Piyasalar
Ülkemizde buğday ve arpa hasadı bitiyor diyebiliriz. Farklı bölgelerden edindiğimiz bilgilere göre hasat %90’ın üzerinde tamamlanmış görünüyor.
İç Anadolu’nun yüksek kesimleri ve Doğu Anadolu’da devam eden bir hasat sökonusudur. Muhtemelen bu hafta sonu buğday ve arpa hasadı bitmiş olacak. Mısır hasadı Ağustos ayı içinde başlayacak olup yine son günlerde fiyat tartışması yapılan fındık hasadının da bu ay içinde başlaması beklenmektedir.
Finansa erişim ve finans maliyetlerinin etkisi, ürününü devlete satana fark fiyat verilmesi, Haziran ayından itibaren un regülasyonu kapsamında un sanayine alım fiyatının % 30 altında fiyatla buğday tahsisi yapılması ve uygulamanın yeni hasata kadar sürdürülecek olması, Eylül ayı itibarıyla fiili tahsislerin başlayacak olması, yem regülasyonu dahil yurt dışı fiyatlardaki düşüşün de etkisiyle un ve yem sanayinin ham madde satın alma iştahı yoktur.
Aynı şekilde tarım ürünlerine yatırım yapacak tüccarların da yukarıdaki faktörlerin etkisiyle beklentisi azalmıştır. ELÜS kredilerinde de ciddi daralma yaşanmış, verilmemesi yönündeki irade ağırlık kazanmıştır.
Dolayısıyla bugün ürününü bekletmekte zorlanan veya fiyat artış beklentisi azalan çiftçi ürününü TMO’ya satmaktadır.
Halen gümrük vergilerinin 31 Aralık tarihine kadar hububatta sıfır olarak uygulanması, ithal maliyetlerinin yurt dışı fiyatlara bağlı olarak düşüşü, döviz kurundaki kısmı hareketlenmeye rağmen seçim sürecinde yatay seyrin öngörülmesi gibi sebeplerle sektörün ithal bağlantıları da devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde ithal maliyetleri ile yurt içi fiyatların seyrine bağlı olarak gümrük vergilerinin yeniden ayarlanması gündeme gelebilir.
Kamu stoklarının takviyesi ve ne kadar ürün satınalındığı birkaç açıdan önemli. Öncelikle piyasada sanayici ve tüccar faaliyeti fazla olmadığına, 8 milyon tonluk arpa ve 19,5 milyon tonluk buğday üretimi tahmin edildiğine ve çiftçinin lisanslı depo dışında stoklama kapasitesi yaklaşık olarak belli olduğuna göre bu kadar üretimden devlete ciddi rakamların satılması gerekir. Şayet sonuçlar öyle çıkmaz ise hem rekoltede söylenen gerçekleşmelerin olmadığını hem de kamunun birkaç ay sonra piyasa regülasyonu için yeniden ithalata başlamak zorunda kalacağını gözleyeceğiz.
TMO tahsisleri ile Eylül ayından sonra piyasada bir bolluk oluşması doğaldır. Bu açıdan birkaç ay buğday, arpa fiyatlarında artış beklemiyoruz.
Kaliteli buğdayın daha kıymetli olacağını, mısır ve arpa fiyatlarının birkaç ay sonra daha cazip fiyat eşiğine ulaşacağını söyleyebiliriz. Özellikle mısır için açıklanacak fiyatlar piyasada etkisini gösterecektir. Yurtdışı gelişmeler ve gümrük vergisi politikaları sezonun fiyat hareketlerinde önemli olacaktır. Kamunun her ay yapacağı düşük fiyatlı hammadde tahsisleri de piyasa fiyatlarını frenleyici etki yapacaktır.
Lisanslı depolarda doluluk oranları belirli bir seviyeye ulaştı. Mısır üretimi ile depoların dolması bekleniyor.
Bakliyat tarafa baktığımızda; Kırmızı Mercimek hasadının bittiğini, Yeşil Mercimek ve Nohut hasadının devam ettiğini, Kuru Fasulye için henüz hasat yoğunluğunun başlamadığını zikredebiliriz.
TMO tarafından hasadın bitişine yakın zamanda kırmızı mercimek için 14 TL/kg fiyat açıklanmıştı. Sahadan edindiğimiz bilgiye göre çiftçi kırmızı mercimeğini TMO’ya satmamış ve piyasada değerlendirmiştir.
Bugün piyasa fiyatları; Kırmızı Mercimek için TMO’nun açıkladığı fiyatın üzerinde seyretmektedir. Yeşil Mercimek fiyatları 15,5-16 TL/kg, Nohut fiyatı 14,5-15 TL/kg civarında işlem görmektedir. Bu arada nohut için sektöre geçen yılki ihracat miktarıyla orantılı olarak ihracat imkanı sağlanmıştır. Bulgur üreticileri dahil mamul ihracatının önünün açılmasına yönelik sektör temsilcilerinden ilave talepler söz konusudur.
Pirinç ithalat rakamlarına baktığımızda ithal maliyetleri cazip görünmemektedir. Çeltik ekilişlerindeki azalmayı verimin belirli ölçüde telafi etmesi bekleniyor olsa da önümüzdeki süreçte çeltik ve pirinç fiyatlarının takibi önemli olacaktır.
Ayçiçek için fiyat tartışması başlamıştır. Biz çiftçi beklentisinin Ayçiçeği için 14,15 TL/kg iken piyasa fiyatlarının 10-12 TL/kg seviyelerine düşebileceğini söylemiştik. Trakya Birlik, Ayçiçek tohumu alım fiyatını 13 TL/kg olarak açıklamıştır. İthal maliyetlerine bağlı olarak fiyatların gevşeme ihtimali vardır. Bu arada ayçiçek tohumu hasadı Çukurova’da başlıyor.
Bu yılki ürün fiyatları çiftçilerde yeni ekilişler için bir heyecan doğuracaktır. Genel olarak fiyatlardan memnuniyet vardır. Bu da iyi bir gelişmedir.